Assumption
01
varsayım, sanı
an idea or belief that one thinks is true without having a proof
Örnekler
His assumption about the meeting time was incorrect.
Toplantı saati hakkındaki varsayımı yanlıştı.
The plan was based on the assumption that everyone would participate.
Plan, herkesin katılacağı varsayımına dayanıyordu.
02
varsayım, faraziye
a hypothesis or idea that is accepted as true without proof
Örnekler
The experiment relied on the assumption that temperature remained constant.
Deney, sıcaklığın sabit kaldığı varsayımına dayanıyordu.
His plan was based on the assumption that resources would be available.
Onun planı, kaynakların mevcut olacağı varsayımına dayanıyordu.
03
üstlenme, devralma
the act of taking possession of, or exercising power over, something
Örnekler
The general 's assumption of command was sudden.
Generalin komutayı üstlenmesi aniydi.
The company 's assumption of responsibility improved client confidence.
Şirketin sorumluluğu üstlenmesi müşteri güvenini artırdı.
04
varsayım, farz
the act of assuming or taking for granted
05
küstahlık, cüret
audacious or presumptuous behavior
Örnekler
It was an assumption to speak for the entire committee.
Tüm komite adına konuşmak bir küstahlıktı.
He acted with unwarranted assumption by taking her office keys.
Ofisinin anahtarlarını alarak haksız bir küstahlıkla hareket etti.
06
Göğe Yükseliş, Meryem'in Göğe Kabulü
the belief or doctrine that the Virgin Mary was taken up, body and soul, into heaven at the end of her earthly life
Örnekler
The Feast of the Assumption is celebrated on August 15th.
Meryem'in Göğe Kabulü Bayramı 15 Ağustos'ta kutlanır.
The cathedral has a painting depicting the Assumption of Mary.
Katedralde, Meryem'in Göğe Yükselişi'ni tasvir eden bir resim bulunmaktadır.
Leksikal Ağaç
assumption
assumpt
