kale
kale
keɪl
keyl
British pronunciation
/kˈe‍ɪl/

"kale"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Kale
01

karalahana

a type of cabbage with green or purple curly leaves
kale definition and meaning
example
Örnekler
He was skeptical about trying kale at first, but after tasting a kale salad at a friend 's party, he became a kale enthusiast.
Başlangıçta kıvırcık lahana denemek konusunda şüpheciydi, ancak bir arkadaşının partisinde kıvırcık lahana salatası tattıktan sonra, bir kıvırcık lahana hayranı oldu.
She discovered a new recipe for kale and chickpea curry, and she's excited to make it for dinner tonight.
O, lahana ve nohutlu körinin yeni bir tarifini keşfetti ve bu akşam yemeği için yapmaktan heyecan duyuyor.
02

nakit, para

an informal slang for cash, often used in casual conversation
kale definition and meaning
example
Örnekler
He was happy to have some extra kale to spend on the weekend's activities.
Hafta sonu aktivitelerinde harcamak için biraz fazla para bulduğu için mutluydu.
They needed to save more kale to afford their upcoming vacation.
Yaklaşan tatillerini karşılayabilmek için daha fazla para biriktirmeleri gerekiyordu.
03

kıvırcık lahana, kale

coarse curly-leafed cabbage
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store