Cash
01
nakit para
money in bills or coins, rather than checks, credit, etc.
Örnekler
He always keeps a little cash in his wallet for emergencies.
O her zaman cüzdanında acil durumlar için biraz nakit bulundurur.
My wallet was stolen, but thankfully I did n’t have much cash in it.
Cüzdanım çalındı, ama neyse ki içinde fazla nakit yoktu.
02
nakit, peşin para
prompt payment for goods or services in currency or by check
to cash
01
nakde çevirmek, bozdurmak
to turn a check, financial paper, etc. into real money
Transitive: to cash a financial paper
Örnekler
She went to the bank to cash her paycheck.
O, maaş çekini nakde çevirmek için bankaya gitti.
Can you cash this check for me?
Bu çeki benim için nakde çevirebilir misiniz?
Leksikal Ağaç
cashable
cash
