Height
01
yükseklik
the distance from the top to the bottom of something or someone
Örnekler
He checked the height of the doorway to make sure the furniture would fit through.
Mobilyaların sığacağından emin olmak için kapı girişinin yüksekliğini kontrol etti.
What is the height of the tallest building in the city?
Şehirdeki en yüksek binanın yüksekliği nedir?
1.1
boy
how tall a person or thing is; the quality of being tall or high
Örnekler
His height made him an excellent candidate for the basketball team.
Boyu onu basketbol takımı için mükemmel bir aday yaptı.
She measured her son 's height against the wall every year.
O, her yıl oğlunun boyunu duvara karşı ölçerdi.
02
zirve, doruk
the most advanced stage of something, achieved after a period of growth or effort
Örnekler
The athlete 's gold medal was the height of his sporting achievements.
Atletin altın madalyası, spor başarılarının doruğuydu.
The new software 's success was the height of the company's innovation efforts.
Yeni yazılımın başarısı, şirketin yenilik çabalarının zirvesiydi.
03
yükseklik, irtifa
elevation especially above sea level or above the earth's surface
Leksikal Ağaç
heighten
height
