haunted
haun
ˈhɔn
hon
ted
tɪd
tid
British pronunciation
/hˈɔːntɪd/

"haunted"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

haunted
01

kaygılı

showing signs of worry, anxiety, or persistent mental strain
example
Örnekler
His haunted eyes revealed sleepless nights.
Onun huzursuz gözleri uykusuz geceleri ortaya çıkarıyordu.
She gave a haunted look after hearing the bad news.
Kötü haberi duyduktan sonra endişeli bir bakış attı.
02

perili, hayaletli

inhabited by, or appearing as if inhabited by, ghosts or spirits
example
Örnekler
The haunted mansion attracted curious visitors.
Perili konak meraklı ziyaretçileri çekti.
They stayed in a haunted inn during the stormy night.
Fırtınalı gecede perili bir handa kaldılar.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store