hauntingly
01
unutulmaz bir şekilde
in a manner that is beautiful yet sad, leaving a deep and unforgettable impression
Örnekler
The melody played on the piano was hauntingly beautiful, evoking both joy and sorrow.
Piyanoda çalınan melodi ürpertici derecede güzeldi, hem neşe hem de hüzün uyandırıyordu.
The abandoned house stood hauntingly silent, echoing stories of its past.
Terk edilmiş ev, geçmişinin hikayelerini yankılayarak ürkütücü bir şekilde sessiz duruyordu.
