flimsy
01
dayanıksız
likely to break due to the lack of strength or durability
Örnekler
The flimsy cardboard box fell apart when it was lifted.
Dayanıksız karton kutu kaldırıldığında dağıldı.
The flimsy fabric tore easily with a slight tug.
Dayanıksız kumaş hafif bir çekişle kolayca yırtıldı.
02
uyduruk
lacking credibility, believability, or sound reasoning
Örnekler
His explanation for missing the deadline was flimsy and failed to satisfy his manager.
Son teslim tarihini kaçırmasının açıklaması zayıfdı ve yöneticisini tatmin edemedi.
The lawyer presented a flimsy argument that was quickly dismissed by the judge.
Avukat, yargıç tarafından hızla reddedilen zayıf bir argüman sundu.
03
hafif, narin
(of clothing, fabric, etc.) light, thin, or delicate in structure
Örnekler
The flimsy curtain barely blocked any light from entering the room.
İnce perde, odanın içine giren ışığı zar zor engelliyordu.
The child ’s costume was made from a flimsy material that tore easily.
Çocuğun kostümü, kolayca yırtılan narin bir malzemeden yapılmıştı.
Flimsy
01
ince kâğıt, hafif kâğıt
a thin, lightweight, translucent paper used especially for making carbon copies in typewriting or printing
Örnekler
She inserted a flimsy between the sheets to create a duplicate.
Bir kopya oluşturmak için sayfaların arasına bir karbon kağıdı yerleştirdi.
Old reports were typed on flimsy paper that yellowed over time.
Eski raporlar, zamanla sararan ince kağıda yazılmıştı.
Leksikal Ağaç
flimsily
flimsiness
flimsy
flims



























