facetiously
01
şakacı bir şekilde, alaycı bir tavırla
in a way that treats serious issues or subjects with deliberately inappropriate humor
Örnekler
" Maybe the planet 's just tired of us, " she said facetiously when discussing climate change.
"Belki de gezegen bizden bıkmıştır," dedi alaycı bir şekilde iklim değişikliğini tartışırken.
She facetiously offered to solve the office's problems by installing a chocolate fountain.
Ofisin sorunlarını bir çikolata çeşmesi kurarak çözmeyi şaka yollu teklif etti.
02
şakacı bir şekilde, alaycı bir tavırla
in a joking or playful manner not meant to be taken seriously
Örnekler
He facetiously said flying cars should fix traffic.
Şakayla uçan arabaların trafiği düzeltmesi gerektiğini söyledi.
She facetiously called herself office queen after the last donut.
Son çörekten sonra kendisine şakayla ofis kraliçesi dedi.



























