entirely
Örnekler
The puzzle was entirely solved by the dedicated team.
Bulmaca, özverili ekip tarafından tamamen çözüldü.
The situation was entirely out of my control.
Durum tamamen benim kontrolüm dışındaydı.
Örnekler
The room was reserved entirely for VIP guests during the event.
Oda, etkinlik sırasında tamamen VIP konuklar için ayrılmıştı.
The train 's first-class section was entirely dedicated to business travelers.
Trenin birinci sınıf bölümü tamamen iş seyahati yapanlara ayrılmıştı.
Leksikal Ağaç
entirely
entire



























