diverse
01
çeşitli, türlü
showing a variety of distinct types or qualities
Örnekler
The team consisted of individuals from diverse backgrounds, bringing a range of experiences and perspectives to the table.
Ekip, çeşitli geçmişlerden gelen bireylerden oluşuyordu ve masaya bir dizi deneyim ve bakış açısı getiriyordu.
The conference had a diverse set of topics ranging from technology to art.
Konferans, teknolojiden sanata kadar çeşitli bir konu yelpazesine sahipti.
02
değişik
embracing a wide range of different types or groups, ensuring representation of various people, ideas, or backgrounds
Örnekler
The community is proud of its diverse population, with residents from many different countries.
Topluluk, birçok farklı ülkeden gelen sakinleriyle çeşitli nüfusundan gurur duyuyor.
The company prides itself on having a diverse workforce.
Şirket, çeşitli bir iş gücüne sahip olmakla gurur duyar.
Leksikal Ağaç
diversely
diverseness
diversion
diverse
diverse
