Diversion
01
eğlence
an activity or form of entertainment that provides amusement or distraction
Örnekler
Music serves as a wonderful diversion during long commutes, making the journey more enjoyable.
Müzik, uzun yolculuklar sırasında harika bir eğlence olarak hizmet eder, yolculuğu daha keyifli hale getirir.
Our office organizes regular team-building activities as a diversion from the usual work routine.
Ofisimiz, olağan iş rutininden bir kaçış olarak düzenli takım oluşturma etkinlikleri düzenler eğlence.
02
sapma
something that makes one stop paying attention to or doing something else
Örnekler
The introduction of a new policy resulted in a diversion from our regular work processes as we had to adapt to the changes.
Yeni bir politikanın tanıtılması, değişikliklere uyum sağlamak zorunda kaldığımız için normal iş süreçlerimizden bir sapma ile sonuçlandı.
The unexpected phone call caused a diversion in our meeting agenda as we had to address the urgent matter.
Beklenmedik telefon görüşmesi, acil meseleyi ele almak zorunda kaldığımız için toplantı gündemimizde bir sapmaya neden oldu.
03
saptırma, ana saldırı noktasından düşman savunmasını uzaklaştırmak için hesaplanmış saldırı
an attack calculated to draw enemy defense away from the point of the principal attack
04
sapma, yön değiştirme
a change in the normal route or path, often due to roadworks, accidents, or other disruptions
Dialect
British
Örnekler
The road was closed, and we had to take a diversion through the countryside.
Yol kapalıydı ve kırsal alandan bir sapma yapmak zorunda kaldık.
The police set up a diversion to divert traffic away from the accident site.
Polis, kaza yerinden trafiği uzaklaştırmak için bir saptırma kurdu.
Leksikal Ağaç
diversionist
diversion
diverse
diverse



























