defunct
01
ölü
passed away or deceased
Örnekler
Once a renowned musician, now defunct, his melodies still resonate in the hearts of his listeners.
Bir zamanlar ünlü bir müzisyen, şimdi vefat etmiş, melodileri hala dinleyicilerinin kalplerinde yankılanıyor.
Despite being defunct, the actor's performances continue to inspire aspiring thespians around the world.
Vefat etmiş olmasına rağmen, aktörün performansları dünya çapında tiyatrocu adaylarını ilhamlandırmaya devam ediyor.
02
işlevini yitirmiş
no longer in use, operation, or existence
Örnekler
The defunct airline, once a symbol of air travel luxury, succumbed to financial pressures and ceased operations.
Bir zamanlar hava yolculuğunda lüksün simgesi olan faaliyeti sona ermiş havayolu, mali baskılara dayanamayarak faaliyetlerine son verdi.
With its waters stilled and its stone cracked, the defunct fountain in the park whispers echoes of laughter and splashes from days gone by.
Suları durgun ve taşı çatlamış, parktaki kullanılmayan çeşme, geçmiş günlerin kahkahalarının ve su sıçramalarının yankılarını fısıldar.
Leksikal Ağaç
defunctness
defunct



























