to decrease
01
azalmak, düşmek
to become less in amount, size, or degree
Intransitive
Örnekler
The temperature is decreasing as we move into the cooler season.
Sıcaklık, daha serin mevsime girdikçe azalıyor.
The demand for the product decreased after the initial release.
Ürünün talebi ilk çıkışından sonra azaldı.
02
küçültmek, azaltmak
to make an amount, size, degree, etc. fewer or smaller
Transitive: to decrease an amount or size
Örnekler
The company implemented cost-cutting measures to decrease expenses and increase profits.
Şirket, masrafları azaltmak ve kârı artırmak için maliyet düşürücü önlemler uyguladı.
They decided to decrease the amount of sugar in their diet to improve their health.
Sağlıklarını iyileştirmek için diyetlerindeki şeker miktarını azaltmaya karar verdiler.
Decrease
01
azalma
the process or act of having or causing a reduction in quality, size, quantity, intensity, etc.
Örnekler
The decrease of working hours improved employee morale.
They implemented a decrease in energy consumption.
02
azalma
the amount by which something becomes less or smaller
Örnekler
The population saw a decrease of 5 % this year.
Şirketin kârlarında önceki çeyreğe göre belirgin bir azalma oldu.
The decrease in sales was larger than expected.
Gece boyunca sıcaklıktaki düşüş, pencerelerde don oluşmasına neden oldu.
03
azalış
a process of becoming smaller or shorter
04
azalma, küçülme
a change downward
