Contradiction
01
karşıtlık, çelişki
a statement or proposition that denies another statement or proposition
Örnekler
His modest, mild-mannered persona is quite a contradiction to the characters he plays on film.
Onun alçakgönüllü, uysal kişiliği, filmlerde canlandırdığı karakterlerle oldukça bir çelişki oluşturuyor.
There is a contradiction between the motto of being environmentally friendly and the lack of recycling facilities.
Çevre dostu olma sloganı ile geri dönüşüm tesislerinin eksikliği arasında bir çelişki var.
02
yalanlama
(logic) a statement that must be false because it is inherently illogical
Örnekler
His alibi contains an obvious contradiction - he claims to have been in two places at once.
Onun mazereti bariz bir çelişki içeriyor - aynı anda iki yerde olduğunu iddia ediyor.
The witness testimony is a contradiction in terms - she said the suspect was both tall and short.
Tanık ifadesi bir terimler çelişki - şüpheli hem uzun hem de kısa dedi.
03
çelişki
the speech act of contradicting someone
Leksikal Ağaç
contradiction
contradict
