Contraction
01
büzülme, küçülme
the act of reducing or shrinking something
Örnekler
The contraction of the company's workforce left many employees jobless.
Şirketin işgücünün daralması birçok çalışanı işsiz bıraktı.
Economic contraction during the recession affected global markets.
Durgunluk sırasındaki ekonomik daralma küresel piyasaları etkiledi.
02
kısalma
a short form of a word or a group of words used instead of the full form
Örnekler
In casual speech, contractions like " do n't " and " did n't " are frequently used.
Günlük konuşmada, "yapma" ve "yapmadı" gibi kısaltmalar sıkça kullanılır.
When writing informally, contractions make the language feel more relaxed.
Gayri resmi yazarken, kısaltmalar dili daha rahat hissettirir.
03
kasılma
the periodic tightening and releasing of the uterine muscles during labor, facilitating the gradual opening of the cervix for childbirth
Örnekler
During labor, contractions help the cervix dilate for childbirth.
Doğum sırasında, kasılmalar doğum için rahim ağzının genişlemesine yardımcı olur.
The nurse monitored the frequency and intensity of contractions.
Hemşire, kasılmaların sıklığını ve şiddetini izledi.
04
büzülme, küçülme
the natural process of becoming smaller, tighter, or more compact
Örnekler
As the metal cooled, it underwent contraction, causing it to shrink slightly.
Metal soğudukça, büzülme geçirdi ve bu da hafifçe küçülmesine neden oldu.
The fabric showed signs of contraction after being washed in hot water.
Kumaş, sıcak suda yıkandıktan sonra büzülme belirtileri gösterdi.
Leksikal Ağaç
contraction
contract



























