bone-chilling
Örnekler
The bone-chilling wind made it impossible to stay outside for long.
Kemikleri donduran rüzgar, dışarıda uzun süre kalmayı imkansız hale getirdi.
She wrapped herself in a blanket to fend off the bone-chilling draft in the old house.
Eski evdeki kemikleri donduran cereyandan korunmak için kendini bir battaniyeye sardı.



























