well-grounded
01
sağlam temelli, güçlü
having a strong and reliable basis in knowledge or reasoning
Örnekler
The decision was based on well-grounded facts and thorough research.
Karar, sağlam temellere dayanan gerçekler ve kapsamlı bir araştırma üzerine kuruldu.
His arguments were well-grounded, making it difficult for others to challenge his point of view.
Argümanları sağlam temellere dayanıyordu, bu da başkalarının onun bakış açısını sorgulamasını zorlaştırıyordu.



























