
Ara
Bliss
01
bütünlük, mutluluk
a state of complete happiness, joy, and contentment
Example
Lounging in a hammock on a sunny beach, he experienced a profound sense of bliss as the waves gently lapped at the shore.
Güneşli bir plajda hamakta uzanırken, dalgaların kıyıya nazikçe vurmasıyla birlikte kendisini derin bir mutluluk içerisinde hissetti.
The laughter of children playing in the park filled the air with the pure bliss of carefree joy.
Parkta oynayan çocukların gülüşleri, havayı kaygısız neşenin saf bütünlüğüyle doldurdu.