
Ara
blinkered
01
dar görüşlü, geri kafalı
not willing or able to broaden one's limited understanding or point of view
Example
His blinkered approach to the problem prevented him from seeing any alternative solutions.
Probleme dar görüşlü ve tutucu bir yaklaşımla yaklaşması, ona alternatif çözümleri görmesini engelledi.
She remained blinkered in her beliefs, refusing to consider other perspectives.
İnanışlarında dar görüşlü kaldı ve başka bakış açılarını dikkate almayı reddetti.