blissful
Örnekler
After a long day of relaxation, she felt blissful lying in a hammock, watching the sunset.
Uzun bir dinlenme gününden sonra, hamakta uzanırken gün batımını izlerken mutluluk dolu hissetti.
The couple exchanged blissful smiles as they celebrated their anniversary in a romantic setting.
Çift, romantik bir ortamda yıldönümlerini kutlarken mutluluk dolu gülümsemelerini paylaştı.
Leksikal Ağaç
blissfully
blissfulness
blissful
bliss



























