vigorously
01
şiddetle, enerjik bir şekilde
with a lot of physical energy or effort
Örnekler
She scrubbed the floor vigorously until it sparkled.
O parlayana kadar zemini şiddetle fırçaladı.
He nodded vigorously in agreement.
Anlaşma işareti olarak kafasını şiddetle salladı.
Örnekler
He vigorously denied all the accusations.
O, tüm suçlamaları şiddetle reddetti.
The lawyer argued the case vigorously.
Avukat davayı şiddetle savundu.
03
kuvvetli bir şekilde, canlı bir şekilde
in a way that shows strong health or active growth
Örnekler
The plants in the greenhouse are growing vigorously.
Sera içindeki bitkiler güçlü bir şekilde büyüyor.
Grass sprouted vigorously after the spring rains.
Bahar yağmurlarından sonra çimenler güçlü bir şekilde filizlendi.
Leksikal Ağaç
vigorously
vigorous
vigor



























