unsharpened
Örnekler
He picked up an unsharpened pencil and realized he needed to find a sharpener.
Bilememiş bir kalem aldı ve bir kalemtıraş bulması gerektiğini fark etti.
The unsharpened knife was useless for preparing the meal.
Bilememiş bıçak yemeği hazırlamak için işe yaramazdı.
Leksikal Ağaç
unsharpened
sharpened
sharpen



























