unshakable
01
sarsılmaz, sağlam
firm in a way that cannot be destroyed or changed
Örnekler
Her unshakable faith helped her through the darkest times.
Onun sarsılmaz inancı, en karanlık zamanlarda ona yardımcı oldu.
Despite scandals, he held an unshakable position in the polls.
Skandallara rağmen, anketlerde sarsılmaz bir konumda kaldı.
02
sarsılmaz, çürütülemez
without flaws, weaknesses, or loopholes; impossible to dispute or undermine
Örnekler
The lawyer built an unshakable case with irrefutable evidence.
Avukat, çürütülemez kanıtlarla sarsılmaz bir dava oluşturdu.
Their contract was unshakable, no clause could be exploited.
Sözleşmeleri sarsılmazdı, hiçbir madde istismar edilemezdi.



























