pointless
Örnekler
The argument was pointless as neither party was willing to compromise.
Tartışma anlamsızdı çünkü hiçbir taraf uzlaşmaya yanaşmıyordu.
Spending hours on social media is often pointless and unproductive.
Sosyal medyada saatler geçirmek genellikle anlamsız ve verimsizdir.
02
gayesiz
lacking a sharp tip or point, or having a rounded or blunt end
Örnekler
The sword was rendered useless due to its pointless blade.
Kılıç, sivri uçlu olmayan bıçağı nedeniyle işe yaramaz hale geldi.
He tried to cut the fabric with a pointless knife, but it would n't make a clean cut.
Kumaşı uçsuz bir bıçakla kesmeye çalıştı, ancak temiz bir kesim yapamadı.
Örnekler
The team remains pointless after their fifth consecutive loss.
Takım, art arda beşinci mağlubiyetinin ardından puan alamaz durumda.
Despite playing hard, the players ended up pointless in the final match.
Sıkı oynamalarına rağmen, oyuncular final maçında puan alamadan kaldılar.
Leksikal Ağaç
pointlessly
pointlessness
pointless
point
