undivided
Örnekler
The inheritance was left as an undivided property to be shared by the heirs.
Miras, mirasçılar tarafından paylaşılmak üzere bölünmemiş bir mülk olarak bırakıldı.
The ancient forest was an undivided expanse of wilderness, untouched by roads or fences.
Eski orman, yollar veya çitlerle dokunulmamış, vahşi bir bölünmemiş alandı.
02
bölünmemiş, oybirliğiyle
not parted by conflict of opinion
03
bölünmemiş, paylaşılmamış
not shared by or among others
04
bölünmemiş, tam
not separated into parts or shares; constituting an undivided unit
Leksikal Ağaç
undivided
divided
divide



























