unceasingly
Örnekler
The rain fell unceasingly throughout the night, flooding the streets by morning.
Yağmur gece boyunca durmaksızın yağdı ve sabaha kadar sokakları sular altında bıraktı.
He worked unceasingly on the project, determined to meet the deadline.
Proje üzerinde durup dinlenmeden çalıştı, teslim tarihine yetişmeye kararlıydı.
Leksikal Ağaç
unceasingly
unceasing
cease



























