thoughtfully
01
düşünceli bir şekilde, nazikçe
in a considerate or kind manner, showing concern for others
Approving
Örnekler
He thoughtfully offered her his seat on the crowded train.
Kalabalık trende ona yerini düşünceli bir şekilde teklif etti.
The host had thoughtfully prepared a vegetarian option for dinner.
Ev sahibi, akşam yemeği için düşünceli bir şekilde vejetaryen bir seçenek hazırlamıştı.
Örnekler
She stared thoughtfully out the window, lost in memories.
O, düşünceli bir şekilde pencereden dışarı baktı, anılarda kaybolmuştu.
He rubbed his chin thoughtfully before answering the question.
Soruyu cevaplamadan önce düşünceli bir şekilde çenesini ovuşturdu.
2.1
düşünceli bir şekilde, özenle
with careful planning, attention, or consideration
Örnekler
The space was thoughtfully furnished with both comfort and style in mind.
Alan, hem konfor hem de stil düşünülerek özenle döşenmişti.
This app is thoughtfully built for users with limited technical knowledge.
Bu uygulama, sınırlı teknik bilgiye sahip kullanıcılar için özenle oluşturulmuştur.
Leksikal Ağaç
thoughtfully
thoughtful
thought
