thorny
Örnekler
The negotiations between the two countries hit a thorny issue regarding trade tariffs.
İki ülke arasındaki müzakereler, ticaret tarifeleri konusunda dikenli bir soruna çarptı.
Finding a solution to the environmental problem proved to be a thorny challenge for the local government.
Çevre sorununa bir çözüm bulmak, yerel yönetim için dikenli bir meydan okuma oldu.
02
dikenli, sivri
having sharp points or spines
Örnekler
The thorny bush was covered in sharp spikes that could easily scratch anyone who got too close.
Dikenli çalı, fazla yaklaşan herhangi birini kolayca çizebilecek keskin dikenlerle kaplıydı.
She carefully trimmed the thorny branches to prevent injury while gardening.
Bahçecilik yaparken yaralanmayı önlemek için dikenli dalları dikkatlice kesti.
Leksikal Ağaç
thorniness
thorny
thorn



























