thorough
01
ayrıntılı
extremely careful and attentive to detail
Örnekler
The editor was thorough in her review, catching every small error in the manuscript.
Editör, incelemesinde titiz davrandı ve el yazmasındaki her küçük hatayı yakaladı.
Before launching the product, they conducted a thorough analysis to ensure it met all safety standards.
Ürünü piyasaya sürmeden önce, tüm güvenlik standartlarını karşıladığından emin olmak için kapsamlı bir analiz yaptılar.
02
titiz, kapsamlı
doing something completely and comprehensively without leaving out any important details
Örnekler
She conducted a thorough examination of the patient, checking for any signs of illness or injury.
Hasta, hastalık veya yaralanma belirtilerini kontrol ederek kapsamlı bir muayene yaptı.
The thorough cleaning of the house involved scrubbing every surface and vacuuming every room.
Evin titiz temizliği, her yüzeyi ovmayı ve her odayı elektrikli süpürge ile temizlemeyi içeriyordu.
03
mutlak, tam
without qualification; used informally as (often pejorative) intensifiers
Leksikal Ağaç
thoroughly
thoroughness
thorough
