to acquiesce
01
isteksizce kabul etmek
to reluctantly accept something without protest
Örnekler
The student, unable to convince the teacher otherwise, acquiesced and accepted the lower grade on the assignment.
Öğrenci, öğretmeni aksine ikna edemeyerek, boyun eğdi ve ödevdeki düşük notu kabul etti.
The company reluctantly acquiesced to the demands of the striking workers and agreed to negotiate better working conditions.
Şirket, grevdeki işçilerin taleplerine isteksizce boyun eğdi ve daha iyi çalışma koşullarını müzakere etmeyi kabul etti.
Leksikal Ağaç
acquiescence
acquiescent
acquiesce
