tailored
Örnekler
He looked sharp in his tailored suit, the jacket and trousers fitting him perfectly.
Dikilmiş takım elbisesiyle keskin görünüyordu, ceket ve pantolon ona mükemmel uyuyordu.
The tailored dress hugged her curves in all the right places, making her feel confident and elegant.
Dikilmiş elbise, tüm doğru yerlerde kıvrımlarını sarmaladı, bu da onu kendinden emin ve zarif hissettirdi.
02
kişiye özel, özel olarak hazırlanmış
customized to suit a specific need or preference
Örnekler
She received a tailored workout plan from her personal trainer, designed to help her reach her fitness goals.
Kişisel antrenöründen, fitness hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için tasarlanmış kişiye özel bir antrenman planı aldı.
The consultant provided tailored advice to each client based on their specific financial situation and objectives.
Danışman, her müşteriye kendi özel finansal durumlarına ve hedeflerine göre özel olarak hazırlanmış tavsiyeler sundu.
Leksikal Ağaç
tailored
tailor
