Tailor-made
01
özel tasarım giysi
clothing that is specially prepared for a specific person
tailor-made
01
kişiye özel
(of clothing) made with care and style by a tailor for a particular customer
Örnekler
He wore a tailor-made suit for the wedding, ensuring it fit perfectly.
Düğün için özel dikim bir takım elbise giydi, mükemmel oturmasını sağladı.
The bride chose a tailor-made gown that was designed specifically for her body shape and style.
Gelin, vücut şekline ve tarzına özel olarak tasarlanmış özel dikim bir elbise seçti.
02
kişiye özel, özel olarak tasarlanmış
designed or created for a particular person or purpose
Örnekler
The company offers tailor-made solutions to meet the unique needs of its clients.
Şirket, müşterilerinin benzersiz ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak tasarlanmış çözümler sunar.
The school created a tailor-made learning plan for the student with special needs.
Okul, özel ihtiyaçları olan öğrenci için özel olarak hazırlanmış bir öğrenme planı oluşturdu.
