bifurcated
01
ikiye ayrılmış, çatallanmış
split into two distinct paths or components
Örnekler
Her career took a bifurcated path — part artist, part entrepreneur.
Kariyeri çatallı bir yol izledi—kısmen sanatçı, kısmen girişimci.
The road became bifurcated, forcing travelers to choose between two directions.
Yol ikiye ayrıldı, yolcuları iki yönden birini seçmeye zorladı.



























