successful
01
başarılı
getting the results you hoped for or wanted
Örnekler
After years of practice, he became a successful musician.
Yıllarca süren pratikten sonra, başarılı bir müzisyen oldu.
He had a successful career in the movie industry.
Sinema endüstrisinde başarılı bir kariyere sahipti.
02
başarılı, parlak
achieving notable recognition, prosperity, or accomplishment in a way that shines or stands out
Örnekler
She had a highly successful career, filled with glittering achievements.
O, parlak başarılarla dolu çok başarılı bir kariyere sahipti.
The company 's launch event was so successful, it was described as glittering by the media.
Şirketin lansman etkinliği o kadar başarılı oldu ki, medya tarafından parlak olarak nitelendirildi.
Leksikal Ağaç
successfully
successfulness
unsuccessful
successful
success



























