strangely
01
garip bir şekilde
in a manner that is unusual or unexpected
Örnekler
The stranger smiled strangely, adding an air of mystery to the encounter.
Yabancı tuhaf bir şekilde gülümsedi, karşılaşmaya bir gizem havası kattı.
The door creaked strangely in the silent, empty house.
Kapı, sessiz ve boş evde tuhaf bir şekilde gıcırdadı.
02
tuhaf biçimde, garip şekilde
in a manner indicating surprise, curiosity, or an unexpected nature
Örnekler
Strangely, the keys were found in a place where they should n't have been.
Garip bir şekilde, anahtarlar olmamaları gereken bir yerde bulundu.
Strangely, the usually talkative toddler became unusually quiet in the presence of strangers.
Garip bir şekilde, normalde konuşkan olan yürümeye başlayan çocuk, yabancıların yanında alışılmadık şekilde sessizleşti.
Leksikal Ağaç
strangely
strange



























