spontaneously
01
kendiliğinden, düşünmeden
in an unplanned or impulsive manner
Örnekler
They decided to go on a trip spontaneously after seeing a travel deal.
Bir seyahat teklifi gördükten sonra spontane bir şekilde seyahate gitmeye karar verdiler.
Seeing the beautiful sunset, they spontaneously decided to have a picnic on the beach.
Güzel gün batımını görünce, aniden sahilde piknik yapmaya karar verdiler.
02
kendiliğinden, spontane bir şekilde
in an unplanned and unrehearsed manner
Örnekler
He gave his speech spontaneously, surprising everyone with his candidness.
Konuşmasını kendiliğinden yaptı, herkesi dürüstlüğüyle şaşırttı.
The band performed an encore spontaneously, delighting the crowd.
Grup, kalabalığı memnun ederek kendiliğinden bir bis yaptı.
Leksikal Ağaç
spontaneously
spontaneous
spontane



























