splendid
01
muhteşem
exceptionally impressive and beautiful, often bringing joy or admiration
Örnekler
The splendid sunset painted the sky in hues of orange and purple.
Muhteşem gün batımı, gökyüzünü turuncu ve mor tonlara boyadı.
Her splendid gown sparkled under the lights as she entered the room.
Odaya girdiğinde, muhteşem elbisesi ışıklar altında parlıyordu.
02
mükemmel
displaying a high degree of excellence and exceptionally good quality
03
muhteşem, görkemli
characterized by grandeur
Leksikal Ağaç
splendidly
splendid
