Spartan
01
Spartalı, Sparta sakini
a resident of Sparta
Örnekler
The artwork depicted a Spartan in full armor.
He traced his ancestry back to a Spartan.
spartan
01
spartalı, sade
(of conditions) characterized by austerity and simplicity, often lacking in luxury or comfort
Örnekler
The spartan apartment had only essential furnishings, providing a functional but austere living space.
Spartalı dairede sadece temel mobilyalar vardı, işlevsel ama sade bir yaşam alanı sunuyordu.
Their travel itinerary included spartan accommodations, opting for budget hostels rather than luxury hotels.
Seyahat programları spartan konaklamalar içeriyordu, lüks oteller yerine bütçe hostellerini tercih ediyorlardı.
02
sert, dayanıklı
characterized by strict self-discipline, frugality, or simplicity
Örnekler
Despite the lavish offerings at the banquet, he maintained a spartan approach, choosing simple fare and refraining from indulgence.
Ziyafetteki şatafatlı ikramlara rağmen, spartalı bir yaklaşım sergiledi, basit yiyecekler seçti ve aşırılıktan kaçındı.
Her spartan dedication to her craft meant she spent countless hours practicing, foregoing leisure and social activities.
Zanaatına olan Spartalı adanmışlığı, boş zamanlarından ve sosyal aktivitelerinden vazgeçerek sayısız saat pratik yapması anlamına geliyordu.
03
antik Yunanistan'da Sparta adlı şehir devleti veya halkı ile ilgili, Spartalı
relating to a city-state in ancient Greece called Sparta or its people
Örnekler
Spartan warriors were known for their rigorous training and disciplined lifestyle.
Spartalı savaşçılar, zorlu eğitimleri ve disiplinli yaşam tarzları ile tanınırdı.
The Spartan military was formidable, emphasizing bravery, endurance, and loyalty to the state.
Spartalı ordu, cesareti, dayanıklılığı ve devlete sadakati vurgulayarak müthişti.
04
Spartalı, gösterişsiz
resolute in the face of pain or danger or adversity
Örnekler
The soldiers showed spartan courage on the battlefield.
The climbers faced the storm with spartan determination.



























