scruffy
01
dağınık
having an appearance that is untidy, dirty, or worn out
Örnekler
After a long day of hiking, his clothes looked scruffy and covered in dust.
Uzun bir yürüyüş gününden sonra, giysileri dağınık ve tozla kaplı görünüyordu.
The old dog had a scruffy coat, but he was full of energy and warmth.
Yaşlı köpeğin dağınık bir kürkü vardı, ama enerji ve sıcaklık doluydu.
02
kirli sakallı
(of a man's face) not having been shaved for a long time
Örnekler
He had n't shaved in days, leaving his scruffy face covered in stubble.
Günlerdir tıraş olmamıştı, bakımsız yüzü sakalla kaplıydı.
The actor sported a scruffy beard for his role as a rugged mountain man.
Aktör, sert bir dağ adamı rolü için dağınık bir sakal bırakmıştı.
Leksikal Ağaç
scruffy
scruff



























