to scour
01
ovalamak, iyice temizlemek
to clean something thoroughly by scrubbing it hard with a rough or tough material
Transitive: to scour sth
Örnekler
She scoured the pots and pans to remove the stuck-on food.
O, yapışmış yiyecekleri çıkarmak için tencereleri ve tavaları ovaladı.
The maid scoured the bathtub with a strong cleaner to remove soap scum.
Hizmetçi, sabun kalıntılarını temizlemek için güçlü bir temizleyici ile küveti ovaladı.
02
aramak, didik didik aramak
to conduct a thorough search of a place, text, or area in order to find something
Transitive: to scour sth
Örnekler
The police scoured the neighborhood for any signs of the missing person.
Polis, kayıp kişiye dair herhangi bir iz bulmak için mahalleyi didik didik aradı.
He scoured the library shelves for the rare book he needed.
İhtiyacı olan nadir kitabı bulmak için kütüphane raflarını didik didik aradı.
03
hızla akan suyla temizlemek, yıkamak
to wash or clear something by using a swift current of water
Transitive: to scour sth
Örnekler
The river scoured the rocks, leaving them smooth and shiny.
Nehir kayaları aşındırdı, onları pürüzsüz ve parlak bıraktı.
The flood scoured the fields, removing layers of mud.
Sel, tarları temizledi, çamur tabakalarını ortadan kaldırdı.
04
ovalamak, şiddetle ovmak
to remove dirt or unwanted matter by vigorous rubbing
Transitive: to scour dirt or a stain
Örnekler
He scoured the rust from the metal parts with a wire brush.
Metal parçalardaki pası bir tel fırça ile ovalayarak temizledi.
She scoured the dirt off the clothes with a powerful detergent.
O, güçlü bir deterjanla kıyafetlerdeki kirleri ovaladı.
Scour
01
aşınmış yer, suyla yıkanmış alan
a place that is scoured (especially by running water)
Leksikal Ağaç
scoured
scourer
scouring
scour
