
Ara
to roll around
[phrase form: roll]
01
Merhaba! Size nasıl yardımcı olabilirim?, Bugün hava çok güzel
to happen again, especially in a repeated manner
Intransitive
Example
The school 's fundraising events always seem to roll around when everyone is already busy with other commitments.
Okulun bağış etkinlikleri, herkesin başka taahhütlerle meşgul olduğu zamanlarda hep bir şekilde gündeme geliyor.
The annual family reunion is about to roll around, and I'm bracing myself for the usual mix of laughter, arguments, and good food.
Yıllık aile buluşması yaklaşıyor ve ben genelde olduğu gibi gülme, tartışma ve lezzetli yemekler için kendimi hazırlıyorum.
02
yuvarlamak, dönmek
to move on the ground while turning someone or something in rolling motions
Transitive: to roll around something round or cylindrical
Example
Please roll the log around so we can see what's hiding underneath it.
He rolled the ball around on the floor, playing with his pet dog.
03
gırtlak gırtlak gülmek, çığlık çığlık gülmek
to laugh uncontrollably about something
Intransitive
Example
As the funny video played, Sarah could n't stop herself from rolling around on the couch, laughing until tears streamed down her face.
Komik video oynarken, Sarah kendini koltukta gırtlak gırtlak gülmekten alıkoyamadı, gözyaşları yüzünden süzüldü.
During the comedy improv performance, the audience members started to roll around, creating a contagious wave of laughter that echoed through the theater.
Komedi doğaçlama performansı sırasında, izleyiciler gırtlak gırtlak gülmeye başladı ve bu gülüş, tiyatroda yankılanan bulaşıcı bir kahkaha dalgası yarattı.
04
sarmak, yuvarlanmak
to engage in sexual activity
Intransitive
Example
In high school, rumors about students rolling around spread quickly.
Lisede, öğrencilerin sarmak/yüvarlanmak hakkında dedikodular hızla yayıldı.
After their first date, they could n't stop thinking about rolling around with each other.
İlk randevularından sonra, birbirleriyle sarmaktan ve yuvarlanmaktan vazgeçemediler.

Yakın Kelimeler