to respect
01
saygı göstermek
to admire someone because of their achievements, qualities, etc.
Transitive: to respect sb
Örnekler
I respect my grandfather for his wisdom and life experiences.
Bilgeliği ve yaşam deneyimleri için dedeme saygı duyuyorum.
Students are expected to respect their teachers by listening attentively and following classroom rules.
Öğrencilerin dikkatlice dinleyerek ve sınıf kurallarına uyarak öğretmenlerine saygı göstermeleri beklenir.
02
saygı göstermek
to treat someone's views, rights, wishes, etc. with consideration and esteem
Transitive: to respect someone's views or wishes
Örnekler
In a healthy relationship, partners respect each other's opinions, decisions, and boundaries.
Sağlıklı bir ilişkide, partnerler birbirlerinin görüşlerine, kararlarına ve sınırlarına saygı gösterir.
Colleagues in a workplace should respect each other's contributions and collaborate with a sense of professionalism.
Bir iş yerindeki meslektaşlar, birbirlerinin katkılarına saygı göstermeli ve bir profesyonellik anlayışıyla işbirliği yapmalıdır.
Respect
01
saygı
admiration for someone or something because of their achievements, qualities, etc.
02
saygı
the condition of being honored (esteemed or respected or well regarded)
03
saygı
courteous regard for people's feelings
Örnekler
The two projects are similar in many respects.
İki proje birçok açıdan benzerdir.
The book offers a fresh perspective in every respect.
Kitap her açıdan yeni bir bakış açısı sunuyor.
Leksikal Ağaç
disrespect
respected
respecter
respect
