probabilistic
01
olasılıkçı
based on the likelihood of an event or outcome occurring
Örnekler
The weather forecast is a probabilistic model that predicts the chance of rain.
Hava tahmini, yağmur şansını tahmin eden olasılıksal bir modeldir.
The probabilistic nature of quantum mechanics suggests that particles can exist in multiple states simultaneously.
Kuantum mekaniğinin olasılıksal doğası, parçacıkların aynı anda birden fazla durumda var olabileceğini öne sürer.
02
olasılıkçı, probabilistik
following a morally probable opinion, even if the opposing view is more likely
Örnekler
The theologian defended his stance using a probabilistic argument based on Church teachings.
Teolog, Kilise öğretilerine dayanan olasılıksal bir argüman kullanarak duruşunu savundu.
Probabilistic reasoning allowed the priest to justify his moral decision within Catholic ethics.
Olasılıksal akıl yürütme, rahibin Katolik ahlakı içinde ahlaki kararını haklı çıkarmasını sağladı.
