awe
awe
ɑ
a
British pronunciation
/ˈɔː/

"awe"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

01

hayranlık, huşu

a feeling of reverence, respect, and wonder inspired by something grand, powerful, or extraordinary
example
Örnekler
The talented musician 's performance left the audience in awe of his skill and artistry.
Yeteneği müzisyenin performansı, izleyicileri becerisi ve sanatı karşısında hayranlık içinde bıraktı.
The ancient architecture of the cathedral inspired awe among visitors from around the world.
Katedralin antik mimarisi, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler arasında huşu ilham verdi.
02

huşu, saygıyla karışık korku

the power or capacity to evoke feelings of reverence, admiration, or fear
DatedDated
example
Örnekler
The mountain retained its awe even after many visits.
Dağ, birçok ziyaretten sonra bile huşusunu korudu.
The ceremony has lost much of its original awe over time.
Tören zamanla orijinal huşusunun büyük bir kısmını kaybetti.
to awe
01

korkutmak

to inspire a feeling of admiration, reverence, or fear in someone, often due to the perceived greatness, beauty, or power of something
example
Örnekler
The majestic mountain peaks awe visitors with their sheer size and beauty.
Muhteşem dağ zirveleri, muazzam büyüklükleri ve güzellikleriyle ziyaretçileri hayrete düşürür.
She was awed by the breathtaking display of fireworks on New Year's Eve.
Yılbaşı gecesindeki nefes kesen havai fişek gösterisi karşısında hayran kalmıştı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store