to pamper
01
üzerine çok düşmek
to treat someone with extra care, attention, and comfort, often with the intention of making them feel good or relaxed
Örnekler
She decided to pamper herself with a relaxing spa day after a long week at work.
Uzun bir iş haftasından sonra kendini rahatlatıcı bir spa günüyle şımartmaya karar verdi.
The grandparents love to pamper their grandchildren with sweets and toys whenever they visit.
Büyükanne ve büyükbabalar, her ziyaretlerinde torunlarını şekerler ve oyuncaklarla şımartmayı severler.
Leksikal Ağaç
pampering
pampering
pamper
