overall
01
tüm, tamamı
including or considering everything or everyone in a certain situation or group
Örnekler
The overall health of the population improved significantly after the implementation of new healthcare policies.
Yeni sağlık politikalarının uygulanmasından sonra nüfusun genel sağlığı önemli ölçüde iyileşti.
The overall impact of climate change on the environment is a matter of global concern.
İklim değişikliğinin çevre üzerindeki genel etkisi küresel bir endişe konusudur.
Örnekler
The overall summary of the report highlighted key trends without delving into individual statistics.
Raporun genel özeti, bireysel istatistiklere girmeden ana eğilimleri vurguladı.
The movie received an overall positive reception despite a few critical reviews.
Film, birkaç eleştirel inceleme olmasına rağmen genel olarak olumlu bir tepki aldı.
overall
01
bütününe bakıldığında
with everything considered
Örnekler
Overall, the event was a great success.
Genel olarak, etkinlik büyük bir başarıydı.
She did n’t win, but she was happy with her performance overall.
Kazanmadı, ancak performansından genel olarak memnundu.
02
genel olarak
with everyone or everything included
Örnekler
He felt overall satisfied with his performance in the exam, despite a few mistakes.
Birkaç hata olmasına rağmen, sınavdaki performansından genel olarak memnun hissetti.
The feedback on the proposal was overall positive, with some constructive criticism for improvement.
Öneri hakkındaki geri bildirimler genel olarak olumluydu, bazı yapıcı eleştirilerle birlikte.
