to outshine
01
gölgede bırakmak, aşmak
to surpass others in a particular quality or achievement
Örnekler
Her charisma and stage presence allowed her to outshine other performers, captivating the audience with her captivating performance.
Karizması ve sahne varlığı, diğer performansçıları gölgede bırakmasına izin verdi, seyirciyi büyüleyici performansıyla kendine hayran bıraktı.
The exceptional student consistently outshone her peers in academic achievements and extracurricular activities.
Olağanüstü öğrenci, akademik başarılar ve ders dışı etkinliklerde sürekli olarak akranlarını geride bıraktı.
02
to emit more light or brightness than something else
Örnekler
The full moon outshone the stars in the night sky.
Her new chandelier outshines the old fixtures in the room.
