ornate
Örnekler
The ornate chandelier hung from the ceiling, casting a dazzling array of light throughout the ballroom.
Süslü avize tavandan asılıydı ve balo salonunun her yerine büyüleyici bir ışık yayıyordu.
Her wedding gown was adorned with ornate lace patterns and intricate beadwork, adding to its elegance.
Gelinliği, süslü dantel desenleri ve karmaşık boncuk işçiliği ile süslenmişti, bu da zarafetini artırıyordu.
02
süslü, gösterişli
using elaborate or complex language and style
Örnekler
The author 's ornate language added a layer of sophistication to the novel, though it sometimes obscured the story.
Yazarın süslü dili, romana bir incelik katmanı ekledi, ancak bazen hikayeyi gizledi.
Her essay was criticized for its ornate style, with elaborate sentence structures that made it difficult to follow.
Denemesi, takip etmeyi zorlaştıran ayrıntılı cümle yapılarıyla süslü stili nedeniyle eleştirildi.
Leksikal Ağaç
ornately
ornateness
ornate
