aureate
Örnekler
The cathedral's ceiling was adorned with intricate aureate patterns that shimmered in the light.
Katedralin tavanı, ışıkta parıldayan karmaşık altın desenlerle süslenmişti.
An aureate glow filled the room as the sun set behind the horizon.
Güneş ufkun ardında batarken odayı altın rengi bir ışık doldurdu.
02
altın gibi, gösterişli
characterized by a high level of sophistication and elegance in language, often using elaborate and ornate expressions
Örnekler
The poet ’s aureate style was admired for its beauty and complexity, though it could sometimes seem pretentious.
Şairin aureate tarzı, güzelliği ve karmaşıklığı için hayranlık uyandırıyordu, ancak bazen iddialı görünebilirdi.
His speech was marked by aureate phrasing, making it both impressive and challenging for some to follow.
Konuşması, aureate ifadelerle işaretlenmişti, bu da onu hem etkileyici hem de bazıları için takip etmesi zor hale getirdi.



























