muddled
01
kafa karışık, düzensiz
lacking clarity or coherence
Örnekler
The muddled instructions on the packaging left consumers uncertain about the proper assembly of the furniture.
Paket üzerindeki karmaşık talimatlar, tüketicileri mobilyaların doğru montajı konusunda belirsiz bıraktı.
Her muddled recollection of events made it challenging for the detective to piece together an accurate timeline.
Olayların karmaşık hatırlanışı, dedektifin doğru bir zaman çizelgesi oluşturmasını zorlaştırdı.
Leksikal Ağaç
muddled
muddle



























